top of page
Yazarın fotoğrafıBahar Şahin

Halka Arza İlişkin Değişen Kurallar: SPK İlke Kararı



Halka arz, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 3/f. maddesinde "sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan yapılan genel bir çağrıyı ve bu çağrı devamında gerçekleştirilen satışı" olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan hareketle, sermaye piyasası araçlarının satışı, kompleks doğası gereği, bazı kurallara bağlanmıştır. Bu bağlamda, II-5.2 sayılı Sermaye Piyasası Araçlarının Satışı Tebliği ("Tebliğ") hükümlerinin uygulanışına ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu'nun 30/03/2023 tarihli ve i-SPK-128.21 sayılı İlke Kararı ("Karar"), 2023/21 sayılı ve aynı tarihli bültende yayınlanmıştır.


Halka Arz Süreci


Halka arzın tanımı sonrasında, halka arz eden de 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun ("Kanun") 3/g. maddesinde de öngörüldüğü gibi "sahip olduğu sermaye piyasası araçlarını halka arz etmek üzere Kurula başvuruda bulunan gerçek veya tüzel kişileri" belirtmektedir. Dolayısıyla başvuru süreci de önem taşıdığı görülmektedir.


Payların halka arz süreci SPK’nın, borsada işlem görme süreci ise Borsa İstanbul’un incelemelerine tabidir. Süreç aşağıdaki şekilde gerçekleşmektedir:

  1. Ön hazırlık

  2. Başvuru

  3. Yerinde İnceleme

  4. Paylara İlişkin İzahnamenin Onaylanması

  5. Payların Halka Arzı

  6. Satış Sonuçlarının Bildirilmesi ve Borsa’da İşlem Görme

Borsa İstanbul süreci de eş zamanlı olarak devam edecektir.


SPK'nın İlke Kararı


30/03/2023 tarihli ve i-SPK-128.21 sayılı İlke Kararı ile birlikte temelde yatırımcıların haklarının korunması ve yatırımcılar arasında eşit uygulamaların sağlanması adına, halka açık olmayan ortaklıkların paylarının ilk halka arzında Tebliğ'in hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kararını oluşturur.


Bu kararda öncelikle, payların piyasa değeri kapsamında bir ayrıma gidilmiştir ve Tebliğ'in 13.maddesinde belirtilen yöntemlerin hangi eşiklere göre kullanılacağını belirlemiştir. Karar'a göre payların piyasa değerinin 750.000.000 TL ve altında olması halinde borsa satış yönteminin uygulanmasının, öte yandan 750.000.000 TL'nin üzerinde bir piyasa değeri olması halinde borsa dışında talep toplama yoluyla satış yönteminin kullanılması esas alınacağı belirtilmiştir.


Borsa satış yöntemi, Tebliğ'in 16.maddesinde belirtildiği üzere, sermaye piyasası araçlarının borsa düzenlemeleri çerçevesinde borsada satışını ifade etmektedir. Bu bağlamda, yönteminin esasları borsa tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Bu yöntemde, halka arz izahnamesi SPK tarafından onaylanmadan önce Borsa tarafından şirketin işlem görme başvurusu görüşülerek birincil piyasada halka arz başvurusunun kabul edilip edilmemesine karar verilmektedir.


İkinci olarak Karar'da payların piyasa değerinin 750.000.000 TL'nin üzerinde olması halinde borsa dışında talep toplama yoluyla satış yönteminin esas alınacağı belirtilmiştir. Tebliğ'in 14. maddesinde yer aldığı üzere, talep toplama yoluyla satış yöntemi, "yatırımcıların halka arz edilen sermaye piyasasıaraçlarına ilişkin taleplerinin toplanarak bu taleplerin önceden belirlenmiş usul ve esaslar çerçevesinde karşılanan kısmına ilişkin satışını" belirtmektedir ve bu durumda izahnamede belirtilen satış yöntemi uygulanacaktır. Bu yöntem kapsamında da satış üç farklı şekilde gerçekleşebilir:

  1. Sabit fiyatla talep toplama

  2. Fiyat teklifialarak talep toplama

  3. Fiyat aralığı ile talep toplama

Kararda, talep toplama yoluyla satış yönteminin kullanılmasının söz konusu olması halinde de yatırımcıların haklarını korumak ve eşit uygulama sağlamak adına uygulanmasına ilişkin bir dizi kural kabul etmiştir.


Tebliğ'in 20/2.maddesine göre "taleplerin satışa sunulan sermaye piyasası aracı tutarından az olması halinde bütün taleplerin" karşılanacağı ve eşit uygulama adına da aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan oransal dağılımın uygulanmayacağı belirtilmiştir. Tebliğin 20/3. maddesinde talep edilmesi halinde "herhangi bir yatırımcı grubuna tahsis edilmiş bulunan toplam sermaye piyasası aracı miktarının bu gruba gelen toplam talep miktarına bölünmesi ile arzın talebi karşılama oranı bulunduğu oransal dağıtım yönteminin" kullanılabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla bireysel yatırımcı grubundaki tüm yatırımcılara eşit dağılım yapılması esas alınmıştır.


İkinci çarpıcı nokta ise, Karar'ın 2/ç maddesinde yer alan, daha öncesinde kurumsal yatırımcı olarak kabul edilen, portföy yönetim şirketlerinin, aracı kurumların, yatırım ve kalkınma bankaları tarafından bireysel portföy yöneticiliği sözleşmesi imzalamış olduğu müşterileri adına iletilen talepler ile gayrimenkul yatırım fonlarının, girişim sermayesi yatırım fonlarının, unvanında serbest ve/veya özel ibaresi yer alan yatırım fonlarının kurumsal yatırımcı olarak kabul edilmediği, bireysel yatırımcı olarak kabul edileceği ibaresine yer verilmiştir.


Dağıtımdan pay alan yatırımcıların belli süreler dahilinde işlem yapamayacağına ilişkin esaslar getiren SPK, halka arzın sonrasında da piyasanın şeffaflığının ve rekabetin sağlanmasını amaçlamıştır.


Karar'ın 2/e maddesinde de "yeterli talep gelmeyen yatırımcı grubu olması durumunda ise o gruba ait tahsisatın karşılanamayan kısmı öncelikle varsa karşılanamayan taleplerin karşılanması amacıyla yurt içi bireysel yatırımcı grubuna aktarılacağı" ve "bu aktarım sonrasında veya yurt içi bireysel yatırımcı grubuna tahsis edilen kadar talep gelmemesi durumunda kalan kısım serbestçe diğer gruplara aktarılabileceği" belirtilmiştir.


Son olarak, Karar'ın 6.maddesinde de Sermaye Piyasası Kurul Karar Organı’nın i-SPK 5.2 (19/01/2023 tarihli ve 3/96 s.k.) sayılı İlke Kararının ile 11.11.2021 tarih ve 59/1669 sayılı Kararı’nın (ç) bendinin yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.


Sonuç


Avrupa Birliği'nin şirketler hukuku bakımından yaptığı yatırımcı haklarının korunması ve uzun süreli yatırımcı ilişkilerinin teşvikine ilişkin adım atılması yönündeki eleştirileri üzerine bir adım atıldığını gösterir nitelikte olan İlke Kararı'nın yanında, halihazırda SPK'nın görevi de Kanun'un 1.maddesinde de belirtildiği üzere "sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanması, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunması için sermaye piyasasının düzenlenmesi ve denetlenmesi" olarak öngörülmüştür. ,


SPK, İlke Kararı ile birlikte sermaye piyasalarının işleyişinin eşit uygulamaya dayanması, yatırımcıların haklarının korunması ve piyasa rekabetini korumayı amaçladığı görülmektedir.

12 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page